Etimesgut
Getat

banner
banner

Beslenmede Asrın Felaket Mottosu: Az Ye Sık Ye

banner
banner
Beslenmede Asrın Felaket Mottosu: Az Ye Sık Ye
Beslenmede Asrın Felaket Mottosu: Az Ye Sık Ye

Muayene için gelen hastalarıma “günde kaç öğün yemek yersiniz?” sorusunu sorunca genelde “iki öğün” yada “üç öğün” cevabını alıyorum. “Gerçek mi?” diye sorunca neredeyse yemin edecek oluyorlar. Sonra kastettiğimi biraz daha net açıklayınca, ne sormak istediğimi anlıyorlar.

.

Günümüz popüler diyetlerinde önerilen “az ye, sık ye” prensibi, çağın beslenme felaketidir. Gün içerisinde on-on beş öğüne kadar kan şekeri yükseltiliyor. Şekerli içilen bir bardak çay yada şekersiz çayın yanında yenilen bir bisküvi bile beden için bir öğündür. Çünkü kan şekerini yükseltir. Kan şekeri yükselince, tokluk hormonu insülin salgılanır. Salgılanan insülinin; kana geçen şekeri, karaciğer hücrelerinin kapısını tıklayarak teslim etme görevi vardır. Günde defalarca yükselen ve karaciğerin kapılarını aşındıran insüline, bir süre sonra karaciğer hücreleri kapılarını açmamaya ya da geç açmaya başlar. Öyle ya, günde on defa kapı tıklayan komşunuza her seferinde aynı istekle kapıyı açmazsınız. Bu olay aslında “insülin direnci” dediğimiz ve şeker hastalığının bir önceki evresi olan “hâl”in betimlemesidir.

.

Bağırsaklar sanıldığı gibi vücudun içinde değil dışındadır. Yani bağırsakların içi, aslında vücudun dışıdır. Sindirilerek en küçük parçalara ayrılan besin maddeleri, bağırsak kalesinden vücuda giriş yapar. Kapıda kimlik kontrolü yaparak zararlıyı zararsızdan ayırt ederek güvenliği sağlayanlar da bağırsak mikrobiyotası ve lenfatik hücrelerdir. Bu hücreler yabancı mikropları, kimyasal maddeleri, tanınmayan proteinleri vs. tutarak imha ederler ve dışkı yoluyla atılmasını sağlarlar. Bir ülkenin sınırları yoğunsa sürekli giriş çıkış varsa, askeri personelin tek işi bu olacak, güvenlik zafiyeti ortaya çıkacaktır.

.

Günde on defa sofra hazırlanan evde, sofranın hazırlıklarıyla, bulaşıklarıyla uğraşan evin hanımı; evin düzeni ve temizliği ile ilgilenemez. Aynen bunun gibi, vücudun sınır kalesi sürekli meşgulse, sürekli sindirim ve kimlik kontrolü ile uğraşıp besin artıklarını temizlemekle meşgulse, beden tamire ve iyileşmeye fırsat bulamaz.

O yüzden çok yiyince değil; sağlıklı, az ve aralıklı yiyince iyileşme süreci hızlanır. İşte bu yüzden oruçta hayır ve şifa vardır.

whatspapp_icon hemenara_icon mail_icon