Hacamat Tedavisi; 

Günümüzde sağlıklı görünen ama hayatın gerçeği olarak toksinleri ve kimyasal zehirleri biriktiren vücudumuzun en güzel arındırma tedavisidir.

Hacamat tedavisi; bağışıklık sistemini destekler, organların dolaşımını düzenleyerek enerjilerini artırır. Hacamat tedavisi vücutta yenilenmeye vesile olur. Hacamat tedavisi yorgunluklara, kas ağrılarına ve uyku bozukluklarına karşı birebirdir.

Hacamat tedavisi hastalarda uygulandığı gibi sağlıklı insanlara da sıhhati koruma amaçlı yapılır.

Hacamat tedavisinin tavsiye edildiği günler Peygamberimizin (s.a.v) Buhari'de geçen sahih hadisinde belirttiği gibi her hicri ayın 17'si, 19'u ve 21. günlerdir. Bu günlerde hacamat tedavisi olmak daha efdaldir. Ancak bu tedavi, diğer günlerde de ihtiyaç olduğunda yapılabilir. Yapılamaz şeklinde belirtilen çarşamba, cuma ve cumartesi günleri ile ilgili bilgiler ve rivayetler sağlam değildir. Tıbbi olarak hicri takvimin ikinci yarısında uygulanması daha uygundur.

Hacamat öncesinde 3 gün sonrasında da 3 gün hayvansal gıda tüketimini sınırlandırmak, mümkünse terk etmek gerekir. Hacamat tedavisine ne çok aç ne de tok karna gelinmelidir. En az 3 saat önce yemek yenmiş olması yeterlidir. Eğer kafa hacamatı yapılacaksa gelmeden önce saçların mümkün olan en kısa ölçüde kısaltılması gerekir.

Hacamat sonrasında 1 gün ağır iş yapmak, rüzgar almak, ağır yemek yemek, spor yapmak, duş almak, cinsel birliktelikte bulunmak sakıncalıdır. Hacamat tedavisi üzerine bal şerbeti içmek hadisteki üç şifa kanağının ikisine vesile olarak sarılmak anlamına gelir ve tavsiye edilir.

Hacamat bebeklere ve çocuklara da yapılabilir. Gelişimlerini ve bağışıklıklarını güçlendirin.

Bu tür tedavilerin tamamı Hekim kontrolünde olmalıdır. Sağlığınızı hekim olmayanlara ve tedavideki Şifa'nın kaynağını bileyen kimselere teslim etmeyin.

Aralık 2019'da Hacamat tedavisi ile ilgili yazdığım yazı:

Hacamat... 4000 yıllık kadim bir tedavi... Allah Azze ve cellenin insanoğluna hediye ettiği hastalıklardan arınmak için değerli bir tedavi yöntemi.
İnsanoğlu heyecanla "bu konu hakkında yapılmış çalışmalar" peşinde koşuyor. Oysa 4000 yıllık altyapısı olan ve insanoğlunun eskiden beri faydaları konusunda hemfikir olduğu, halen her gün buna şahit olduğu bir uygulama konusunda yeni yetme bilimsel camianın onayını mı bekleyeceğiz? Oysa modern bilimin tarihi birkaç yüzyılı geçmemesine rağmen, şaibeleri konusunda kitaplar ardı ardına yazılıyor.
Hacamatı hastalarıma dere örneği ile anlatıyorum. Sürekli çöpler atılan ve çoğu noktada tıkanan bir dere düşünün. Bu derenin suyu tıkandıkça, göllenme yaptıkça kokuşmaya ve hastalık yayan haşerelerin üreme alanlarına dönüşmeye başlar. Bu derenin çöplerinin temizlenmesi, tıkanan kanallarının açılması o bölgenin sağlığı açısından önemlidir. Yani sivrisineği öldürmek yerine bataklığı kurutmak gerekir.
Vücudumuzda da tükettiğimiz "çöp" besinler, maruz kaldığımız ağır metaller, hergün soluduğumuz zehirli gazlarla periferik yani cilt altındaki kılcal damarlarımız tıpkı bu dere gibi kirleniyor, tıkanıyor, lenfatik akım zayıflıyor, hastalıklar belirginleşmeye başlıyor. Hacamat, derenin temizlenmesi, lenf kanallarının açılması, şifa kapısının aralanması demek... Peygamberimiz, bu tedaviyi onaylamış, tavsiye etmiş ve kendisine uygulanmıştır. Şöyle buyurmuştur: “…Kuşkusuz ki sizin kendisi ile tedavi olduğunuz şeylerin en faziletlisi, hacamat olmaktır…” (Sahihi Müslim 1577/62)